E-ticaret, dünya geneline bakıldığında aşağı yukarı 20 yıllık bir geçmişe sahip olan, ülkemizde ise yakın geçmişte doğan bir ticaret çeşididir. İnternetin nimetlerinden faydalanan ve tüketicilerin dijital eğilimlerinden doğan taleplere yönelik geliştirilen bu iş modelleri, girişimciler için yeni keşfedilmiş bir cennet gibi. Bu yeni gelişmeye başlayan alanın meyvelerini toplayabilmek için sıraya giren girişimciler, öncü olanların inanılmaz büyüdüğü sektöre yenilik getircek bir fikir yaratmanın peşinde koşuyorlar.
Teoride, ‘Fikri bul, yatırımcı desteği al, hayata geçir’ kadar kısa ve kolay bir iş gibi görünse de, e-ticaretin kendi içinde değişmez doğruları ve esnek olup duruma ve sektöre ya da tüketici eğilimlerine göre adapte edilecek noktaları vardır. Yola çıkmadan önce her noktayı doğru planlamayan girişimciler, ilerleyen aşamalarda zorluklarla karşı karşıya kalabilir, hatta iflas edebilirler. Doğru planlama yapmak içinse e-ticaret konusunda donanımlı olmak ve kritik noktaları iyi bilmek gerekiyor.
Dijital dünyanın yükselişi, sadece bu dünyayla ortaya çıkan iş modellerini değil, yıllardan beri var olan klasik marka modellerini de etkiliyor. Artık eski iletişim yöntemleri ile konuşan, kendini yenilemeyen markalar, tüketici gözünde eski moda kalarak yavaş yavaş tarihe gömülüyor. Bu yüzden markaların yeni çağa nasıl ayak uydurması gerektiğini iyi analiz etmek ve anlamak gerekir.
İstanbul Business School, e-ticaret eğitimi ile dijital dünyaya atılmak isteyen girişimcilere, e-ticaretin dikkat edilmesi gereken noktalarını ve önemli yönlerini aktarıyor. Hem e-ticaret konusunda atılım yapmak isteyenlerin, hem de markasını ileri taşımak isteyenlerin alması gereken marka eğitimi ise günümüz pazarlama dünyasında bir markanın sahip olması gereken özellikler ve hareket rotası konusunda bir rehber niteliğinde.
Ticaret dünyasında doğru adımlar atmak istediğinizde, İstanbul Business School’un kapıları size sonuna kadar açık.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder