26 Eylül 2014 Cuma

Pazarlama Dünyasında Eğitimin Önemi

Günümüzün en büyük pazarlama kampanyaları artık online ağlar üzerinden yürütülmeye başlanıldı. Bu ağlar üzerinden yürütülen kampanyalara genel olarak dijital pazarlama deniliyor. Dijital pazarlama alanının ne kadar geliştiğini Çinli alışveriş devi alibaba’nın halka arzı ile tekrar anlamış olduk. Dünyanın en pahalı halka arzını gerçekleştiren bu online alışveriş sitesi artık paranın ne kaynaklı olduğunu bize çok rahat bir şekilde anlatabiliyor. Bu yüzden son dönemde sadece dijital pazarlama değil, dijital pazarlama eğitimi de büyük bir gelişme yaşamaktadır. Bu sayede bu alanlar ile uğraşan insan sayısı da her geçen gün hızla artmaktadır. Bir alanda çalışan ve o alan hakkında eğitim alan insanların sayısı arttıkça o alanın gelişmesi çok daha kolay olacaktır.




Günümüzde insanların dijital pazarlama eğitimi ile yakından ilgilenmesi birkaç yıl sonra bu alanda büyük atılımların olacağının bir işaretidir. Bugün eğitim alan insanların yarın bu eğitimlerini hayata dökmeleri gerekecektir. Özellikle bunlar içerisinden başarılı fikirler ve başarılı projeler çıkarabilecek olanlar mutlaka vardır. Bu yüzden insanların en azından belirli bir alan hakkında eğitim alması ve bu alanla doğrudan ilgilenmesi çok faydalı olmaktadır. Bizim ülkemizden de bir alibaba çıkabilmesi için öncelikle böyle eğitimler desteklenmeli, bunun ardından eğitimden geçmiş bireylerden gelecek olan fikirler ve projeler yakından takip edilmelidir. Aksi halde bu boyutlarda bir pazarlama projesinin yürütülebilmesine imkan yoktur.

25 Eylül 2014 Perşembe

Pazarlamada Dijital Çağ


Son yıllarda pazarlama stratejilerinde ciddi bir değişim yaşanmıştır. Gelişen teknoloji ile beraber sınırların kaldırılmasına yol açan internet, e-ticaret olgusunu hayatımıza sokarak pazarlama stratejilerinin ezberini bozmuştur. Sadece ülkemizde 30 milyonu aşkın internet kullanıcısı olduğunu ortaya çıkan araştırmalar, internetten alışveriş yapmayı tercih eden kitlenin de bir o kadar fazla olduğunu kanıtlamıştır. Bu gerçeğe göre pazarlama kanallarını oluşturan markalar kar elde etmiş, yeni düzene ayak uyduramayanlar ise silinip gitmiştir.

Dijital pazarlamanın altın çağının yaşandığı günümüzde, bütçelerini interaktif pazarlamaya göre odaklayan birçok marka bulunmaktadır. Önümüzdeki 10 yıl içerisinde de artarak devam etmesi beklenen bu trend, kariyer planlaması yapan gençlerin geleceklerine de ışık tutmaktadır. Öyle ki üniversitede e-ticaret okuyan, yeni nesil pazarlama stratejilerinde kendini geliştirmeye çalışan birçok kişi bulunuyor. Ancak böylesine gelecek vaat eden ve iş potansiyeli barındıran bir sektöre giriş yapabilmek, öyle sanıldığı kadar da kolay değildir.

Dijital pazarlama alanında kariyer sahibi olmak isteyen gençlerimizin kendilerine yatırım yapmaları gerekmektedir. Elbette burada sadece üniversite eğitiminden bahsetmiyoruz. Kendilerine değer katacak daha başka eğitimleri kast ediyoruz. Örneğin en azından bir dili ana dilleri gibi konuşmaları, yönelecekleri sektöre hitap edecek türken eğitim ve sertifika programlarına katılmaları gerekmektedir. Özellikle dijital pazarlamaya yönelecek olanların dijital pazarlama eğitimi almalarının büyük bir öneme sahip olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü mesleki açıdan yeterliliğinizi ancak bu tarz eğitimlerle iş verenlere ispat edebilirsiniz.

Eğer siz de çağın gerekliliklerine uygun bir kariyer planı hayal ediyorsanız, mutlaka IBS Türkiye'nin sertifikalı eğitimlerini araştırın.

Dijital Pazarlama Eğitimi :  http://www.ibsturkiye.com/sertifika-programlari/dijital-sosyal-medya-pazarlama-egitimi


2 Eylül 2014 Salı

Sin City 2: A Dame to Kill For


Sin City 2: A Dame to Kill For, 22 Ağustos itibarıyla tüm dünyayla aynı anda, Türkiye'de de vizyona girdi. Meraklılarının yıllarca beklediği film, ilkini mumla aratacak mıydı, yoksa tıpkı ilk film gibi oldukça başarılı mıydı? Ben de, bir Sin City hayranı olarak, filme ilk günden gittim ve şimdi de birkaç şey karalamak istiyorum.
Öncelikle şunu belirtmem gerek; kesinlikle başarılıydı. Ek olarak belirtmem gerekir ki; beklediğime kesinlikle değmiş, gittiğime kesinlikle pişman etmedi. Bu noktada yönetmen Robert Rodriguez’e kesinlikle hakkını vermek gerek.
Sin City denince akla, hiç kuşku yok ki, şiddet ve erotizm geliyor. Bu iki tema, tıpkı Frank Miller’in çizgi romanlarında olduğu gibi, Sin City’nin iki filminde de gayet başarıyla ön plana çıkarılmış. İlk filmde duvar üniteleri gibi görünen kesik kafalar, ikinci filmde, yerini, kendini pek de aratmayacak birçok kanlı sahneye bırakmış. Şiddete ek olarak, daha önce de bahsettiğim gibi, erotizm de filmde sıklıkla kullanılan bir temaya dönüşmüş. Eva Green ve Jessica Alba, filmde birçok erotik sahneyle seyircinin karşısına çıkmış.
Sonuç olarak, Sin City, ikinci filmiyle de hayranlarını tatmin edecek gibi görünüyor. Frank Miller ve Robert Rodriguez, bir işin daha başından başarıyla kalkabilmeyi başarmışlar. Elbette Mickey Rourke’tan Eva Green’e, hatta Lady Gaga’ya kadar birçok oyuncunun da hakkını vermek gerek. Çizgi romanlarıyla ünlenmiş dünyaları sinemaya uyarlamak kolay değildir ama Sin City, bir istisna olarak önümüzde duruyor.